Ülkemiz, Avrupa ülkelerine göre kıyaslandığında en fazla rüzgâr alan coğrafyalardan biri olarak önemini koruyor. Bundan dolayı da rüzgârı fazla olması, ciddi bir şekilde elektrik üretim potansiyeli olduğuna da işaret etmektedir. Üstelik yenilenebilir enerji kaynağı olduğu için de diğer enerji kaynaklarına göre üretimi son derece zahmetsiz ve ekonomik olmaktadır. Bunun için harekete geçen ülkemiz, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına eskisine nazaran daha fazla ağırlık vermektedir. 2023 senesinde rüzgâr enerjisi santrali yatırımlarının yirmi bin MW’ye kadar ulaşmasını amaçlamaktadır. Yenilenebilir enerji kaynakları baz alındığında rüzgar enerjisi çok avantaj sağlayan bir üretim kaynağı olarak gözükmektedir. Ancak rüzgâr enerji santrali için izin almak gerekmektedir. Bunun için de Res orman izinleri kapsamı içerisinde bir takım süreçlerden geçmek gerekmektedir.
2010 senesinin Aralık ayında çıkarılan yenilenebilir enerji kanunu ile beraber üreticiler artık rüzgâr enerjisi sektöründe 1MW kapasiteye kadar çıkabilen rüzgâr türbini ile elektrik enerjisi üretimini lisanssız biçimde de üretebilecekler. Ve bunun yanında da hariçten kullanılmayan enerjiyi şebekelere satma imkânına sahip olabilirler. Bu çıkarılan kanun sayesinde ülkemiz enerji alanında tasarruf yaparak, bu alanda dış ülkelere olan bağımlılığımızı en az seviyelere indirgemeyi hedeflemektedir. Bundan dolayı da bu alanda teşvikler yapılmaktadır. Orman sayılan bölgelerde faaliyet gösterecek olan şirketlere “Orman Sayılan Alanlarda Verilecek İzinler Hakkında Yönetmeliğin” 66.maddesine göre, 6831 sayılı Orman Kanununun 16.-17.-18. ve 57.maddesine göre bazı izinlerin alındıktan sonra bu konudaki çalışmaların başlatılması gerekmektedir. Bu izinlerden biri de Res orman izinleri olmaktadır. Bu süreç boyunca Orman bölge müdürlüğü ile sürekli temas halinde olunmalıdır.
Rüzgâr yatırımları konusunda izin alma işlemleri için gereken zaman biraz uzun olmaktadır. Bunun için bu prosedürler yetkililer tarafından kısaltılarak daha basit ve zahmetsiz bir hale getirilmelidir. Bu sayede Res orman izinleri konusunda daha hızlı bir şekilde yol almak mümkün olabilir. 6831 sayılı Orman Kanununun 17/3 üncü maddesine göre orman sayılan bölgeler için kamu yararı ve zaruret olması durumlarında her türlü savunma, ulaşım, haberleşme, altyapı, enerji, su, petrol, atık su, doğal gaz, katı atık gibi alanların faaliyet göstermesi için belli esaslar gereğince orman sayılan alanlardan bedelli izin alınabilmektedir. Yapılan izin talebi ilk olarak Bölge Müdürlüğünce evrak üzerinde değerlendirilir. Belgeler eksikse, tamamlanıncaya dek müracaatlar değerlendirmeye alınmaz. Daha sonra, yetkililer tarafından arazi üzerinde gerekli olan incelemeler uygulanarak, faaliyet için Devlet ormanlarında yapılmasında kamu faydası ve zorunluluk olup olmadığı konusunu da içine alan ön ya da kesin izin raporu düzenlenir. Daha sonraki aşama ise, ön izin raporu düzenlenen firma ya da kişilerden uygun görülenlere Bakanlık tarafından yirmi dört aya kadar varan ön izin sağlanabilir. Kesin izin raporu incelenenler ise, uygun görüldüyse yine Bakanlık tarafından kırk dokuz yıla kadar varan kesin izin sağlanabilmektedir.
Hidroelektrik Santrali İzni
HİDROELEKTRİK SANTRALLERİNİN AVANTAJLARI
Çevre dostu olması dışında var olan suyun elektriğe dönüştürüldüğü santraller ülkemizde her geçen hız kazanmaktadır. Ülkemizin bu santraller kurulması için uygun olması var olan talebi bir kat daha arttırmaktadır. Hidroelektrik santrali izni birçok aşamadan geçtikten sonra onaylanan bir işlemdir. Öncelikler hidroelektrik santralin kurulacağı yerin gerçekten elektrik üretimine uygun olup olmadığı son derece önemlidir. Eğer uygunluğu öncelikle taraflar tarafından kanaat edilirse ondan sonra başvuru yapılır. Bu onay belgesi Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından verilmektedir. Hidroelektrik santrallerinde üretilen elektrik enerjisinin yaklaşık %20 si bu santrallerden karşılanmaktadır. Bu da hesaplamaya gidildiğinde büyük bir avantajdır. Doğal yollardan evinize aldığınız elektrik çevre kirliliğine neden olmayan elektriktir. Kurulumundan sonra çevre herhangi bir radyasyon tehlikesi saçmaz.
Orman izni alınırken meşcere haritası, orman kadastro haritası, koordinat özel çizelgesi, tesise ait avan projesi, imar ve vaziyet planı gibi evrakların tam ve eksiksiz olması gerekmektedir. Bu evraklarınızla başvurduğunuz Orman ve Su İşleri Bakanlığı başvurunuzun üzerinde çalışmalara başlar. Uygun olup olmadığına dair yerinde bir ziyaret mutlaka gerekir. Hidroelektrik santrali orman izni evraklarında eksiklik veya hata tespit edildiğinde başvuruyu yapan tarafa bu konuda bilgi verilir. Gerekli evraklar eksiksiz bir şekilde teslim edildikten sonra Bakanlık heyeti kurulur. Ziyaretin sonucu olumlu ve evraklar tam ise izin çıkar. İzin çıkmadığı sürece kesinlikle hidroelektrik santrali kurulacak yerde bir işlem yapılmaz. Kesin karardan sonra santralin kurulması için inşaat süreci başlar. Bu santralin kurulumunu büyük ölçekli işletmeler üstlenir. Ciddi bir bütçe ayrılması gereken bir iştir.
Hidroelektrik Santrali Nerelere Kurulur ?
Hidroelektrik santrallerinin kurulacağı bölgeler genellikle ağaçlık alanlarının olduğu yerlerdir. Dolayısıyla ağaçların santral için kesilecek olması bölge halkının karşı çıktığı bir durumdur. Santral kurulması sırasında yok olan ağaçlar oksijen miktarının azalmasına neden olacağı düşünülür. Fakat ağaçların verdiği oksijen miktarının yok olmasına karşın çevre halkın tarım alanlarının sulanması ve su ihtiyacının giderilmesi sağlanır. Hidroelektrik santrali orman izni alındıktan sonra başlayan inşaat süreci coğrafi koşullar göz önünde bulundurularak mümkün olan en kısa sürede bitirilmeye çalışılır. Yapılan maliyetin bir an önce kara dönüşmesi uzun yılları almamalıdır. Şirketin düşük maliyetle elektrik üretimi yapacağı santralleri kısa bir sürede maliyetini karşılaması açısından önemlidir. Santralin kurulduğu bölgede erozyon tehlikesi tamamen ortadan kalkar. Sellerin oluşması engeller. Özellikle hidroelektrik santrallerinde yaygın olarak tercih edilen balıkçılık bölge halkının geçim kaynağına dönüşebilir. Aynı zamanda santralin kurulduğu bölgeye yapılan ulaşım imkânından bölge halkı da yararlanabilir. Zararından çok faydası olan bu santraller ülkemizde her geçen gün artmaktadır. Yüksek maliyetli olması şirketlerin bir tık arkada durmasına neden olsa da kısa sürede maliyetini karşıladığı için daha çok tercih edilmektedir. Ülkemizde hidroelektrik santrali için uygun yerlerin olması bu sektörün hızla ilerlemesinde büyük ölçüde etkilidir.
Güneş Enerjisi Santrali İzni
GÜNEŞTEN GELEN DOĞAL ENERJİ
Güneş elektrik enerjisinin ortaya çıkmasını büyük ölçüde etkileyen bir kaynaktır. Elektriğin üretilmesi için tercih edilen yöntemler arasında güneş de tercih edilmektedir. Günümüzde bu enerjiden faydalanıp elektrik üretimi yapan birçok firma vardır. Güneş enerji santrali izni Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından alınmaktadır. İzin alınması için birçok prosedürü uygulamak ve eksiksiz bir evrak teslimi yapılması gerekmektedir. Artan hava kirliliğine bağlı olarak güneşin ulaşımında azalmalar söz konusu olsa dahi elektrik üretimine herhangi bir etkisi yoktur. Yenilebilir enerji grubunda ilk sırada yer alan güneş enerjisi birçok firmanın kar yüzdesini arttıran bir işlemdir. Öncelikle güneş enerjisinin elde edilme yöntemleri arasında en çok tercih edilen özel üretim aynaları oldukça işe yaramaktadır. Özellikle güneş ışınlarının bir dalgasını bile boşa harcamayıp haznesine alan termal aynalar elektrik üretiminde önemli ölçüde etkilidir.
Santral kurulumu sırasında harcanan bedeller çok büyük bedellerdir. Genellikle büyük ölçekli şirketler bu ihaleleri ağırlıklı tercih ederler. Gerekli evrakların tesliminden sonra verilen ön izin sonrası belirli bir miktar ödeme yapılması gerekir. Güneş enerji santrali orman izni alabilmek için belli bir bedel ödenmek zorundadır. Ödenen bedelden sonra Orman ve Su İşleri Bakanlığı onayı sunulur. Alınan bu onay ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na başvuru yapılması gerekir. Evrakların eksiksiz olup olmadığına dair bir kontrol heyeti görevlidir. Evraklar incelendikten sonra herhangi bir aksilik yoksa güneş enerjisi santralinin kurulabilmesi için lisans verilir. Verilen lisans ile santral kurumuna başlanabilir. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu onay vermediği sürece santral için herhangi bir inşaat sürecine girilmez. Girildiği anda belirli bir miktarda ceza ödenilmesi durumunda kalınır. Değişen yaşam şartlarına bağlı olarak yaşanılan ani yağmurlar kavurucu sıcaklar bu gibi santrallerin kurulumunu engellese de var olan güneşin enerjiye dönüştürülmesi de oldukça karlı bir iştir.
Güneş Enerji Santrali Nedir ?
Her geçen gün üretimin artması da bu santrallerin artmasına neden olmaktadır. Kesinlikle çevreye zarar vermeyen doğan santrallerdir. Güneş enerji santrali orman izni alınırken kurulacak alanlar konusunda kısıtlamalar söz konusudur. Akarsu ve sulak alanlara, ormanlık ve fidanlık alanlara, havaalanı ile arası 3km.den yakın olan arazilere, milli parklara kurulması kesinlikle yasaktır. Santrallerin kurulması sırasında ağaçlık alanların yok edilmesi sebebiyle bu alanlar güneş enerjisi santrali için yasaklı bölgeler arasındadır. Özellikle ormanlık alanlarda güneş enerjisinin doğrudan gelmesi sebebiyle talep edilen bu bölgelere kesinlikle Bakanlık izin vermez. Günümüzde bu gibi santrallere artan ilgi yüksek kar getirisi olduğundan dolayıdır. Termal aynalar dışında inşaat alanı için yapacağınız giderler kısa süre içerisinde kazanılan enerji sayesinde kara dönüşecektir. Her geçen gün artan güneş enerjisi santrallerinin ülkemizde sayısı 450’ye kadar ulaşmıştır. Özellikle soğuk ülkelerin bu üretilen enerjiyi talep etmelerinin ülkemizin mali durumu açısından oldukça faydalıdır.
"
Rüzgar Enerji Santralleri
Havanın bir akışkan olduğunu hayal etmek oldukça zor. Çünkü hava görünmez. Sıvılardan farklı olarak hava daha çabuk hareket eder ve bulunduğu ortamın her yerini kaplar. Havanın hızlı yerdeştirmesi ile içindeki parçacıkların hareketi de hızlı olur. Havanın bu özelliğini kinetik enerjiye dönüştürme işlemine Rüzgar Enerjisi adı verilir.
Aynı mantıkla su gibi sıvı maddelerin yer değiştirme özelliğini kullanarak enerji elde etmeye de hidro elektrik adı verilmektedir ve üretilen merkeze Hidro Elektrik Santrali denilir. Rüzgar enerjisinden elektrik üreten merkezlere de Rüzgar Santrali denilmektedir.
Rüzgar Santralleri kurulduktan sonra pervaneler rüzgarın (havanın) hareketiyle bağlı oldukları şaftı döndürür. Uygun bir jeneratör ile de bu hareket enerjisi elektrik enerjisine dönüştürülür.
Rüzgar enerjisi güneşin doğmasıyla başlar. Gece oluşan soğuk hava tabakasının yere yakın bölümleri, güneşin ışınlarıyla hemen ısınmaya başlar. Fizik derslerinden de hatırlayacağınız üzere ısınan hava genleşir ve yükselir. Bu anda atmosferdeki soğuk hava tabakası yere doğru iner. Sıcak ve soğuk havanın yer değiştirmesiyle de rüzgar oluşur.
Rüzgar Türbini
En basit anlamda bir rüzgar türbini 3 bölümden oluşur.
1.Pervane Kanatları:
Rüzgar estiği zaman pervanenin kanatlarına çarparak onu döndürmeye başlar. Bu sayede rüzgar enerjisi ile kinetik(hareket) enerjisi elde edilmiş olur. Pervaneler rüzgar estiğinde aynı yönde dönecek şekilde tasarlanmışlardır.
2.Şaft:
Parvenelerin dönmesiyle ona bağlı olan şaft da dönmeye başlar. Şaftın dönmesiyle de motor içinde hareket oluşur ve motorun çıkışında elektrik enerji sağlanmış olur.
3.Jeneratör(Üreteç):
Oldukça basit bir çalışma yöntemi vardır. Elektromanyetik indüksiyon ile elektrik enerjisi üretilmiş olur. Küçük oyuncak arabalardaki elektrik motoruna benzer bir sistemdir. İçinde mıknatıslar bulunur. Bu mıknatısların ortasında da ince tellerle sarılmış bir bölüm bulunur. Pervane şaftı döndürğü zaman motor içindeki bu sarım bölgesi , etrafındaki mıknatısların ortasında dönmeye başlar. Bunun sonucunda da alternatif akım (AC) oluşur.
Günümüzde kullanılan rüzgar türbinleri, tarlalarda kullanınal yel değirmenlerinden daha karmaşık bir yapıdadır. Ülkemizde yel değirmenleri pek yaygın kullanılmaz. Şimdi modern rüzgar türbinlerini tanımaya devam edelim.
Modern Rüzgar Türbin Teknolojisi
Rüzgar Türbinleri günümüzde iki farklı tasarımla karşımıza çıkıyor. Bunlardan birincisi alttaki fotoğrafta gördüğünüz gibi dikey eksen etrafında dönebilen tasarım.
VAWTs yani “Vertical Axis Wind Turbine” (Düşey Eksenli Rüzgar Türbini) olarak adlandırılır.
Düşey ekseni yere dik olacak şekilde tasarlanmıştır. Daima rüzgarın geleceği yöne göre ayarlanır.Yatay ekseninin rüzgara göre ayarlanmasına gerek yoktur. Genelde ilk hareket olarak elektrik motoruna ihtiyac duymaktadır. Türbin yardımcı tellerle ekseninden sabitlenmiştir. Deniz seviyesine yakın yerlerde daha az rüzgar aldığından cihazın verimi düşük olmaktadır. Ancak tüm gerekli donanımlar yer seviyesinde olması bir avantaj olsa da,tarım arazileri için olumsuz etkisi fazla olmaktadır.
Diğer önemli tasarım ise Düşey Eksenli Rüzgar Türbini (HAWTs) “Horizontal Axis Wind Turbine” olarak adlandırılır. Dönme ekseni yere paralel olarak tasarlanmıştır. Bir elektrik motoru yardımıyla rüzgar yönüne göre pervanenin yönü ayarlanabiliyor. Yapısal olarak bir elektrik motorundan farklı değildir. Verimli olarak çalışabilmesi için deniz seviyesinden yaklaşık 80 metre yüksekte olması gereklidir.
Rotor Blades (Pervane kanatları) : Rüzgar enerjisini dönme hareketine çevirmeye yarar.
Shaft (Şaft) : Dönme hareketini üreteçe iletir.
Gear Box (Dişli Kutusu): Pervaneyle şaftın aralarındaki hızı arttırıp, üretece daha hızlı bir hareket iletilmesine yardımcı olur.
Generator (Üreteç) : Dönme hareketinden elektrik enerjisi üreten bölüm.
Breaks (Frenler) : Aşırı yüklenme ve bir sorun olduğunda pervaneyi durdurmaya yarar.
Tower (Kule) : Pervane ve motor bölümününü yerden güvenli bir yükseklikte çalışmasını sağlar.
Electrical Equipment (Elektrik Donanımı) : Üretilen elektrik enerjisini ilgili merkezlere iletilmesini sağlar.
Üretilen Enerjinin Hesaplanması
Bir rüzgar türbininin ürettiği enerjinin hesaplanması için rüzgarın hızına ve pervane çapına ihtiyaç vardır. Çoğunlukla büyük rüzgar türbinleri saniyede 15 metre hızla dönmektedir. Teorik olarak üretilen enerjinin artması için pervane çapının artması gerekmektedir. Bu da rüzgar türbininin yüksekliğinin de artması anlamına gelir. Bu sayede daha fazla rüzgar alıp daha hızlı bir dönme hareketi sağlanır.
Genellikle rüzgar türbinleri saatte 33 mil hızla döndüklerinde tam kapasite olarak çalışmaktadırlar. Saatte 45 mil (20 metre / saniye) hızına çıktıklarında ise otomatik olarak sistem durmaktadır. Türbinin fazla hızlanması halinde sistemi durduracak birçok kontrol bulumaktadır. En genel sistem fren sisteminidir.Pervane 45 mil/saatte hızına ulaştığında dönme işlemini durdurur. Bundan başka diğer güvenlik elemanları da şunlardır
Açı Kontrolü : Pervane yüksek hızlara çıktığında, üretilen ernerji de çok fazla olmakta. Bu gibi durumlarda pervanelerin açılarını değiştirip daha yavaş bir dönme hareketi elede etmek için kullanılır.
Pasif Yavaşlatıcı: Genellikle pervaneler ve motor bloğu sabir bir açıyla ayarlanmışlardır. Ancak rüzgar çok hızlı estiği zamanlarda pervanenin tepe taklak olmasını engellemek için geliştirilmiş bir sistemdir. Aerodinamik olarak rüzgarın tersi yönde pervanenin açısını değiştirip hızın azaltılmasına çalışılır.
Aktif Yavaşlatıcı: Açı kontrol sistemine benzer bir sistemdir. Üretilen gücün fazla olması durumunda pervane ve motor bloğunun açısını değiştirmeye yarayan sistemdir.
Genel olarak 50.000 rüzgar türbini , yıllık 50 milyar kilovat/saat enerji üretir.
Rüzgar Enerjisi Kaynakları ve Ekonomisi
Tipik büyük bir rüzgar türbini yıllık 5.2 milyon KWh elektrik enerjisi üretir. Yaklaşık 600 hanenin elektrik ihtiyacını karşılayabilir. Günümüzde kömür ve nükleer santraller, rüzgar santrallerinden daha ucuza enerji üretebilmektedirler. O halde neden rüzgar enerjisini kullanalım? Bunun iki önemli nedenivar. Rüzgar enerjisinin “Temiz” ve “Yenilenebilir” özelliklerde olmasıdır. Atmostefe zararlı karbon dikosit ve nitrojen gazları salınımı yoktur ve rüzgarın bitmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Rüzgar enerjisi her ülkede üretilebilir. Başka ülkelerden enerji transfer etmeye gerek duyulmaz. Ayrıca rüzgar santralleri uzak bölgelere inşaa edilip, üretilen enerjinin merkezi yerlere iletilmesi daha kolaydır.